Nif Dağı’nda Sessizlikle Yürümek: Doğanın Kalbinde Bir Keşif
- Sadık Alp
- 28 May
- 2 dakikada okunur
Nif Dağı’nın sessiz patikalarında yürürken, doğayla ve kendimle yeniden bağ kuruyorum.
Nif Dağı benim için sadece bir zirve değil… Aynı zamanda sessizliğin sesiyle konuşmayı öğrendiğim, doğayla gerçek bir bağ kurduğum yerlerden biri. İzmir’in hemen yanı başında yükselen bu dağ, her seferinde başka bir yüzünü gösteriyor bana. Bazen sisler içinde kaybolan patikalarıyla gizemli bir masal anlatıcısı, bazen de kuş sesleriyle uyanan bir sabahın habercisi gibi…

İlk kez Nif’e tırmandığımda mevsim sonbahardı. Sararmış yaprakların çıtırtısı, ayaklarımın altında bir ezgi gibi ilerliyordu. Rüzgarın taşıdığı kekik ve çam kokusuysa, o anın hatırasını zihnime mühürledi. O günden sonra ne zaman ruhum daralsa, soluğu Nif’te alır oldum. Doğaya kaçmak değil bu… Aksine, asıl benliğime dönmekti.
Dağın Kucağında Farkına Varış
Nif Dağı’nın en etkileyici yanı, insanı meşgul eden her şeyden uzaklaştırıp sade bir varoluşa davet etmesi. Telefon çekmez, internet yoktur çoğu yerde. Bu da bana kalbimin ritmini dinleme şansı tanır. Her yürüyüşte yeni bir şey öğrenirim: bir kuşun ötüşüyle türünü, bir taşın rengiyle toprağın dilini, ya da bir ağacın kabuğuyla geçmişini…
Bir keresinde sabaha karşı yola çıktım, güneş daha doğmamıştı. Zifiri karanlıkta sadece yıldızlar vardı eşlik eden. Ve o an fark ettim ki, doğanın karanlığı korkutmaz; çünkü orada her şey olması gerektiği gibidir. Nif’in zirvesinden doğan güneşe bakarken içimden “işte bu” dedim, “hayat dediğin sadece bu an…”
Nif Dağı’nın Saklı Hazineleri
Doğa yürüyüşleri sırasında karşılaştığım yaban hayatı da beni büyüler. Tilkiler, sansarlar, türlü kuş türleri… Ama en çok da sarıçam ormanlarının içinde gizlenen serin su kaynakları etkileyicidir. Her biri sanki bu dağın sırlarını fısıldar bana. Nif’te olmak bir keşif yolculuğuysa, bu su gözeleri yolun molaları gibidir.
Ayrıca bölgede yapılan arkeolojik kazılar da Nif’in sadece doğal değil, tarihsel bir değere de sahip olduğunu gösteriyor. Dağ, geçmişte Lidyalılardan Osmanlılara kadar birçok uygarlığın izini taşır. Bu da yürüyüşlerimi sadece fiziksel değil, zihinsel bir keşfe de dönüştürür.
Doğada Sadeliği Hatırlamak
Nif Dağı’nın bana öğrettiği en önemli şey belki de şu oldu: Hayat sadeleştikçe derinleşir. Karmaşadan uzaklaştıkça insan kendi özüne daha da yaklaşır. Şehirden bir saat uzaklıktaki bu dağ, bana her seferinde sadeliğin gücünü hatırlatıyor. Göğe uzanan ağaçlar, esen rüzgar ve taş yollar… Hepsiyle konuşmak mümkün, yeter ki sustuğumuzda dinlemeyi bilelim.
Nif Dağı, doğaya dair içsel bir pusula gibi benim için. Ne zaman yönümü kaybeder gibi olsam, oraya çıkar ve yeniden yön bulurum. Çünkü doğa, bizden hiçbir şey istemeden sadece var olarak öğretir. Sadık kalmayı, sabretmeyi ve şükretmeyi…
Comments